20’lik dişler ya da diğer adıyla gizli dişler genellikle ergenlik döneminin sonlarıyla birlikte oluşmaya başlar. Bu dişler genellikle 17-25 yaşları arasında çıkar. Kimi kişilerde hiç çıkmaz ya da çıkarken çene yapısı nedeniyle yanaşa doğru çıkıp çıkmadığı için doğru bir pozisyona ulaşamaz. Bu nedenle de çoğu kişide 20’lik diş sorunları yaşanır.
20’lik diş çekimi sonrası ağrı çekimi yapılan dişin bulunduğu bölgede yumuşak dokuların hasar görmesinden kaynaklanır. Çekim esnasında dişe komşu olan sinirlerin hasar görmesi durumunda ise bu bölge özelinde bir hassasiyet meydana gelir. 20’lik diş çekimi sonrasında bölgedeki kemikte bir boşluk oluşmasından dolayı da ağrı yaşanabilir. Bu durum genellikle 2-3 hafta içerisinde geçer. Ağrının geçmesi beklenirken ağrının geçmemesi durumunda doktora başvurulması önerilir. Ayrıca ağrı dışında ateş, titreme, bölgesel şişlik, aşırı derecede ağrı gibi belirtilerin olması durumunda doktora başvurulması gerektiği ifade edilir.
20’lik Diş Nedir?
İnsanlarda toplamda 32 adet diş bulunmaktadır ve bunlardan 28 tanesi ağız içerisinde yer alır. 20’lik dişler de bu 28 dişin içerisinde yer alır ve çoğunlukla geri planda oldukları için pek fazla önemsenmezler.
20’lik diş olarak da bilinen bu dişler en son çıkan süt dişleridir. İnsanlarda ortalama 17-25 yaşlarında oluşmaya başlayan bu dişler genellikle erkeklerde kızlara oranla daha erken oluşur. Bazı kişilerde hiç olmaması ya da çene yapısı nedeniyle doğru bir pozisyona ulaşamaması 20’lik dişin en önemli özellikleri arasında yer alır.
20’lik Diş Ağrıları Neden Olur?
İnsanlarda 32 adet diş bulunmaktadır ve bunlardan 28 tanesi ağız içerisinde yer alır. Diğer dişlere oranla daha geride yer alan ve en son çıkan süt dişleri olması sebebiyle de gizli diş olarak da bilinen 20’lik dişler genellikle fazla sorun yaratmaz. Ancak bazı durumlarda çekimlerinin yapılması gerekebilir.
20’lik diş sorunları yaşandığında doktora başvurulması önerilir. Dişte çürüme, enfeksiyon, diş eti hastalığı, dişe komşu dokularda hastalık gibi sorunlar yaşandığında 20’lik dişlerin çekilmesi gerekebilir. Ayrıca ortodontik tedavi planlamalarında da 20’lik dişlerin çekilmesi önerilebilir. Bu nedenlerden dolayı bazı kişilerde 20’lik diş ağrıları meydana gelebilir.
20’lik Diş Çekiminden Sonra Neden Ağrı Olur?
İnsanlarda toplamda 32 adet diş bulunmaktadır ve bunlardan 28 tanesi ağız içerisinde yer alır. Bunlardan biri de alt üst çenede toplamda 4 adet bulunan 20’lik dişlerdir. Diğer dişlere oranla daha geride yer alan ve en son çıkan süt dişleri olması sebebiyle de gizli diş olarak da bilinen 20’lik dişler genellikle fazla sorun yaratmaz. Ancak bazı durumlarda çekimlerinin yapılması gerekebilir.
20’lik diş çekimi sonrası ağrı normal bir durumdur. Özellikle çekim esnasında dişe komşu olan sinirlerin hasar görmesi durumunda özel bölge hassasiyeti meydana gelir. Çekim esnasında yumuşak dokuların hasar görmesi de diğer bir ağrı nedenidir. Ayrıca çekim sonrası bölgede bir boşluk meydana gelmesi nedeniyle de ağrı yaşanabilir. Tüm bunlar normal karşılanan durumlardır ancak aşırı ağrı olduğu durumlarda doktora başvurulması önerilir.
20’lik Diş Çekimi Sonrası Ağrı ve Rahatsızlıkların Giderilmesi
İnsanlarda toplamda 32 adet diş bulunmaktadır ve bunlardan 28 tanesi ağız içerisinde yer alır. Diğerlerine oranla daha geride yer alan ve en son çıkan süt dişleri olması sebebiyle de gizli diş olarak da bilinen 20’lik dişler genellikle fazla sorun yaratmaz. Bazı durumlarda çekimleri gerekebilir.
20’lik diş çekimi sonrası ağrı yaşanması normal bir durumdur ve bu ağrılar genellikle kısa süreli olmaktadır. Ağrının normalden fazla olması durumunda ise doktora başvurulması önerilir. Ayrıca ağrının yanı sıra ateş, titreme, bölgesel şişlik gibi belirtilerinin olması durumunda doktora başvurulması gerektiği ifade edilir.
Ağrıyı Hafifletmek İçin Evde Alınabilecek Önlemler
20’lik diş çekimi sonrası hafif düzeyde ağrı olması durumunda evde alınabilecek önlemler ile bu ağrının hafifletilmesi mümkündür. Bu önlemler genel olarak şöyledir:
- Ağrının yaşandığı bölgeye soğuk kompres uygulanabilir.
- Ağrının kontrol altına alınmasında etkili olan sıcak içeceklerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır.
- Ağrının kontrol altına alınmasında etkili olan acı biber sosu ile karıştırılmış bal gargara olarak kullanılabilir.
- Sarımsak doğal bir ağrı kesici olduğu için çekim sonrası ağrıyı hafifletme konusunda etkili olabilir.
- Ağrılı bölgeye su ile karıştırılmış sarımsak macunu uygulanabilir.
- Ağrının hafifletilmesinde etkili olan karanfil yağının bölgeye sürülmesi de ağrıyı hafifletebilir.
- Bölgedeki tahrişi azaltmak için tuzlu su ile gargara yapılabilir.
- Bölgedeki kan akışını hızlandırmak için ağrılı bölgeye sıcak kompres uygulanabilir.
- Sıcak kompres uygulaması bölgedeki kan akışını hızlandırdığı için iltihaplanma ve şişliği azaltmaya yardımcı olabilir.
- Ağrı kesici ilaçlar da çekim sonrası ağrıyı hafifletme konusunda etkili olabilir ancak aşırı kullanımından kaçınılmalıdır.
- Ilımlı miktarda su tüketilmesi de bölgedeki şişliği azaltmaya yardımcı olabilir.
- Bölgedeki tahrişi azaltmak için tuzlu su ile gargara yapılabilir. Bu işlem bölgedeki bakteri oluşumunu da engelleyebilir.
- Ayrıca antibakteriyel etkiye sahip olan sofra tuzu da doğal bir ağrı kesici olarak bilinir.
- Bölgedeki ödemi azaltmak için bol miktarda sıvı tüketilmesi gerekir.
- Bölgenin dinlendirilmesi de ağrıyı hafifletebilir.
- Ağrının hafifletilmesinde dik oturmanın yanı sıra başın da yastığa kaldırarak dinlendirilmesi önerilir
- Ağrılı bölgeye direkt olarak soğan konulması iltihaplanmayı azaltırken aynı zamanda doğal bir ağrı kesici etkisi yaratabilir.
- Aktarlarda kolaylıkla bulunabilen papatya çayı da doğal bir ağrı kesici olarak bilindiği için papatya çayı içerek ağrının şiddetini azaltmak mümkündür.
- Papatya çayının etkisinin artırılması için içerisine limon eklenebilir.
- Papatya çayının soğuması beklenerek ağızdaki ağrılı bölgeye gargara olarak kullanılması da mümkündür.
- Papatya çayının boğaz ağrılarında da doğal ağrı kesici olarak kullanılması mümkündür.
- Zencefil anti-inflamatuar özelliği sayesinde şişliği azaltarak ağrıyı hafifletme konusunda etkili olabilir. Zencefilin dilin üzerine konulması veya zencefil çayı içilmesi bu açıdan faydalı olacaktır.
- Zerdeçal anti-inflamatuar ve antiseptik özelliklere sahip olduğu için ağrıyı ve şişliği azaltmaya yardımcı olur. Zerdeçal tozu su veya süt ile karıştırılarak macun haline getirilip ağrılı bölgeye uygulanabilir.
- Dondurma, yoğurt gibi soğuk gıdaların tüketilmesi de özellikle yeni çekim yapılan bölgelerdeki ödemi azaltmaya yardımcı olur.
Şiddetli Ağrı İçin Tedavi Yöntemleri
Çoğu durumda, şiddetli veya beklenmedik bir ağrı, enfeksiyon veya kötü iyileşme gibi bir komplikasyonun belirtisidir. Bu nedenle, temel rahatsızlığı tedavi etmeden yalnızca ağrıyı yönetmek yeterli olmayabilir.
Aşağıdaki yöntemler, özellikle komplikasyonsuz iyileşme sürecinde şiddetli ağrıyı tedavi etmek için kullanılabilir:
- Ağrı kesiciler: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) ve opioidler gibi reçeteli ilaçlar kullanılabilir. İbuprofen veya naproksen gibi NSAID’ler, hem ağrıyı hem de enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Opioidler, şiddetli vakalarda kullanılabilir ancak bağımlılık riski taşır.
- Lokal Anestezikler: Ağrılı bölgeye lokal anestezik enjekte edilmesi, geçici bir rahatlama sağlayabilir. Bu ilaçlar sinirlerin uyarısını bloke eder ve acıyı hafifletir.
- Bantlar: Ağrılı bölgeye uygulanan özel bantlar, lokal anestezik içerebilir ve doğrudrudan cilt altına ilaç salarak ağrıyı hafifletebilir.
- Kombine Tedaviler: Opioid ve non-opioid analjeziklerin kombinasyonu, şiddetli ağrıyı yönetmek için etkili olabilir. Örneğin, düşük dozda bir opioid ile birlikte NSAID kullanımı tercih edilebilir.
- Tamamlayıcı ve Alternatif Tedaviler: Akupunktur, masaj ve meditasyon gibi yöntemler, bazı hastalarda ağrı yönetimine yardımcı olabilir. Bu teknikler vücudun doğal iyileşme süreçlerini destekleyebilir.
Ağrı Dışında Hangi Belirtiler Normaldir?
Normal iyileşme sürecinde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Diş etlerinde hafif kanama: Özellikle ilk birkaç gün içinde hafif kanama normaldir. Ancak bu kanamanın aşırı olmaması gerekir.
- Diş etlerinde şişlik: Çekim yapılan bölgede şişlik oluşması beklenen bir durumdur ve genellikle soğuk kompres ile hafifletilebilir.
- Ağız kokusu: Ağızda kötü bir koku oluşması normaldir ancak bu koku aşırıysa enfeksiyon belirtisi olabilir.
- Küçük yaralar: Çekim sonrası ağız içerisinde küçük yaraların oluşması normaldir.
- Tat değişikliği: Ağızda geçici bir tat değişikliği hissedilebilir ancak bu genellikle kısa sürelidir.
- Diş hassasiyeti: Özellikle soğuk veya sıcak gıdalara karşı hassasiyet oluşması normaldir.
Ağrı Nasıl Ölçülür?
Tıbbi bir değerlendirmede aşağıdaki unsurlar dikkate alınarak ağrı hakkında bilgi verilir:
- Derece: Ağrının şiddeti ölçülür (0-10 skalası kullanılabilir).
- Süresi: Ağrının ne kadar süreyle devam ettiği belirlenir (ani, kısa süreli, kronik).
- Niteliği: Ağrının zonklayıcı, batan, sızlayan gibi özellikleri tanımlanır.
- Yayılımı: Ağrının vücuttaki diğer bölgelere yayılıp yayılmadığı belirlenir.
Ağrı Haritası Nedir?
Ağrı haritası, hastanın deneyimlediği fiziksel ağrının vücuttaki konumlarını işaretlediği bir değerlendirme aracıdır. Bu harita üzerinden hasta aşağıdaki bilgileri sunabilir:
- Ağrının bulunduğu bölgeler (açık renk tonları kullanılarak işaretlenebilir).
- Ağrının karakteri (batma, zonklama, yanma vb.).
- Ağrının yoğunluğu (sıklıkla “10 üzerinden” ölçeği kullanılır).
Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?
Aşağıdaki durumlarda doktora başvurulması önerilir:
- Ağrının sebebi anlaşılmıyorsa ve beklenenden daha şiddetliyse,
- Bölgedeki doku kaybı veya aşırı şişme varsa, Ateş, titreme veya aşırı terleme gibi belirtiler görülüyorsa,Normal iyileşme sürecinden sapma hissediliyorsa ve endişe verici herhangi bir semptom yoksa doktora danışılmalıdır.