Göz Tansiyonu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Göz tansiyonu, göz içi basıncının yükselmesi sonucu optik sinir hasarı ve görme alanı kaybı ile karakterize edilen bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar, lazer uygulamaları ve cerrahi yöntemlerle göz içi basıncının normal değerler içerisinde tutulması hedeflenir. Göz tansiyonu, tedavi edilmediğinde körlüğe neden olabilen bir hastalıktır. Bu yüzden göz sağlığı için rutin kontroller oldukça önemlidir.

Göz Tansiyonu Nedir?

Göz tansiyonu, gözün iç kısmında bulunan sıvının (aqueous humor) göz içi basıncını artırması ve bunun sonucunda optik sinirde hasar meydana gelmesi durumudur. Göz tansiyonu yüksekliği nedeniyle meydana gelen hasar ve görme kaybına glokom adı verilmektedir. Glokom, bir diğer adıyla göz tansiyonu, damla tedavisi, lazer tedavisi veya ameliyat ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak glokom ilerlerse ve tedaviye yanıt vermezse hastada görme kaybı meydana gelebilir.

Göz Tansiyonu Neden Olur?

Göz tansiyonunu artıran ve neden olan faktörler şunlardır:

  • Yüksek numaralı miyop,
  • Yüksek numaralı hipermetrop,
  • Yüksek astigmatism,
  • Şeker hastalığı,
  • Tansiyon hastalığı,
  • Kilo,
  • Sigara kullanımı,
  • Suni gözyaşı kullanımı,
  • Kahve tüketimi,
  • Genetik faktörler,
  • Göz içi basıncını kontrol eden kasların gevşemesi,
  • Göz yaşı bezlerinin çalışmaması.

Göz Tansiyonu Belirtileri Nelerdir?

Göz tansiyonu yüksekliği belirtileri arasında baş ağrısı, göz ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi şikayetler yer alır. Bununla birlikte göz tansiyonunun yüksek olduğunu gösteren diğer belirtiler ise şu şekildedir:

  • Bulanık veya sisli görme,
  • Işık halkaları veya göz etrafında kararmış görüntü görme,
  • Işığa karşı hassasiyet,
  • Göz etrafında veya içinde rahatsızlık hissi.

Bunlara ek olarak göz tansiyonunun uzun bir süre yüksek kalması optik sinir hasarına yol açabileceğinden bu durum görme alanı kaybına neden olabilir. Görme alanı kaybı ise kişinin çevresini net bir şekilde görememesi anlamına gelir.

Göz Tansiyonu Körlük Yapar Mı?

Evet, göz tansiyonu körlüğe neden olabilir. Göz tansiyonu yüksekliği uzun bir süre boyunca tedavi edilmezse optik sinir hasarına yol açar ve bu durum görme yetisinin kaybı ile sonuçlanabilir. Ancak günümüzde göz tansiyonu körlüğünün önüne geçecek yöntemler mevcuttur. Bu yüzden göz tansiyonu hastalarının düzenli olarak göz doktoruna gitmesi ve önerilen tedavileri aksatmadan uygulaması gerekir.

Göz Tansiyonu Nasıl Ölçülür?

Göz tansiyonu ölçümü için tonometri adı verilen özel cihazlar kullanılır. Bu cihazlar hava darbeli tonometre veya aletle temas eden tonometre olarak ikiye ayrılır. Hava darbeli tonometrelerde özel bir prob göz kapaklarına temas ederken aletin oluşturduğu hava kuvveti ölçülür. Bu ölçüm sonucuna göre göz tansiyonu değeri belirlenir. Aletle temas eden tonometrelerde ise özel bir alet ölçüm sırasında göz kapaklarına temas eder ve yayların kuvvetinin ölçülmesiyle göz tansiyonu değerini belirler.

Göz Tansiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Mekanik tonometri ile ölçülen göz içi basıncı 21 mmHg’nin üzerinde olan kişilerde tedavi planlanır. Bu kişilerin önceki muayenelerinde de göz içi basıncının 21 mmHg’nin üzerinde olması gerekir. Ayrıca tedavi planlamasında optik sinir sağlığının korunması da önemlidir. Göz tansiyonu tedavisinde kullanılan ilaçlar, lazer uygulamaları ve cerrahi yöntemlerle göz içi basıncının normal değerler içerisinde tutulması hedeflenir.

  • Damlalar: Göz içi basıncını azaltmaya yardımcı olan ilaçlardır. Basıncı azaltmak için gözün baskıyı azaltan yapılarına etki ederler. Ayrıca bazı damlalar gözün toplar damarlarını daraltarak sıvı akışını artırır. Bazı damlalar ise gözün %75’ini oluşturan sert tabakanın arka yüzeyine etki ederek sıvının üretimini azaltır. Damlaların etkinliği ancak birkaç hafta sonra anlaşılabilir bu yüzden sabırlı olmak gerekir. Damlalar baş ağrısına neden olabilir ancak bu yan etkinlik olarak kabul edilir. Damlalar çeşitli yan etkileri olduğu için doktorun önerdiği sıklıkta ve şekilde kullanılması gerekir. İlacı reçete edilen saatlerde kullanmayı unutan kişiler bir sonraki dozdan önceki süreyi beklemelidir. İki doz arasındaki süre kısaysa doz atlandığı düşünülmelidir. Damlaların konjonktival kanama, kuru göz sendromu ve arpacık oluşumu gibi yan etkileri olabilir ancak bu yan etkiler geçicidir.
  • Lazer Tedavisi: Bu yöntemde yükselen göz tansiyonunu engellemek için lazer kullanılır. Lazer tedavisi ile gözün iç kısmında bulunan yapıların etkililiği artırılır. Bu yöntemle kısa sürede göz içi basıncı normal seviyelere indirgenebilir. Lazer tedavisi görecek hastaların öncelikle biyometrik ölçülerinin alınması gerekir. Ayrıca hasta mutlaka aç karnına gelmelidir ve tedavi sonrası kendisine bir refakatçi gerekmektedir.
  • Cerrahi Tedavi: Bu yöntemle göz içi basıncını artıran sıvının drenajı sağlanır. Ameliyatla yeni bir drenaj yolu açılır ve böylece sıvının akışı kolaylaşır. Göz tansiyonunun uzun süre yüksek kalması optik sinir hasarına neden olabileceğinden cerrahi yöntemle hasarın onarılması da mümkündür.
  • Kombine Tedavi: Göz tansiyonu tedavisinde kombine yöntem de uygulanabilir. Kombine yöntem ilaçla tedavi, lazer uygulamaları ve cerrahiyi kapsar.

Göz Tansiyonu Hastalarına Hangi Besinler Tavsiye Edilir?

Göz tansiyonu yüksekliği olan kişilere şu besinler tavsiye edilir:

  • Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak ve lahana gibi sebzeler vücuttaki nitrik oksit seviyesini artırarak kan damarlarını genişletir ve kan akışını iyileştirir. Özellikle karaciğer fonksiyonlarını düzeltir ve göz tansiyonunu düşürür.
  • Mandalina: C vitamini açısından zengin olan mandalina, vücuda bağışıklık sağlar ve karaciğeri temizler. Mandalina düzenli olarak tüketildiğinde göz tansiyonunu da dengelemeye yardımcı olur.
  • Karpuz: Karpuzun yüzde 90 su bulunur. Bu yüzden karpuz böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar ve vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Karpuz ayrıca vücuttaki nitrik oksit miktarını artırarak kan damarlarını genişletir ve kan akışını iyileştirir.
  • Keten tohumu: Keten tohumu omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir ve düzenli olarak tüketildiğinde inflamasyonu azaltır. Keten tohumu aynı zamanda nitrik oksit üretimini de artırır ve bu sayede damar duvarlarının esnekliğini korur.
  • Bitter çikolata: Bitter çikolata damar sağlığını destekleyen flavonoidleri içerir ve düzenli tüketildiğinde göz tansiyonunu dengelemeye yardımcı olur.
Scroll to Top