Ağrı, dokuların gerçek veya potansiyel zararı hakkında bilgi veren duyu ve algılamadır. Genel olarak bedensel zararın bir göstergesi olarak görülse de psikolojik sorunların da ağrı yaratabileceği bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından verilen tanıma göre ağrı, sadece fiziksel değil, duygusal ve toplumsal boyutları da olan karmaşık bir deneyimdir.
Ağrı Nedir?
Ağrı, vücudun zarar gördüğünü veya zarar görme olasılı ile karşı karşıya olduğunu hissettiği durumda ürettiği bir tepkidir. Tıp literatüründe ağrı, “gerçek veya potansiyel zararın göstergesi olan kötü huylu his veya algı” olarak tanımlanır.
Ağrının tanımı yanı sıra sınıflandırılması da oldukça önemlidir. Ağrı sınıflandırmasında temel olarak ağrının kaynağı ve süresi dikkate alınır. Buna göre ağrı sınıflandırmasında;
- Akut ağrı – Kronik ağrı
- Inflamatuar ağrı – Non inflamatuar ağrı
- Nöral ağrı – Nönröpatik ağrı
- Somatik ağrı – Visseral ağrı
- Primer ağrı – Sekonder ağrı
- Sempatik ağrı – Sempatik ilişkisi olmayan ağrı
gibi farklı alt gruplar bulunur.
Ağrının Tarihçesi
Tarih boyunca hekimler ve filozoflar ağrının tanımı ve nedenleri hakkında çeşitli görüşler ortaya atmışlardır. M.Ö 300’lerde Corpus Hipocraticum’da yer alan tanımda hekimler tarafından deneyimlenen ağrının doğası ile ilgili gözlem ve çıkarımlarda bulunulur. Bu tanımlarda fiziksel yaralanma ve acının yanı sıra ruhsal rahatsızlıkların da birtakım ağrılara neden olabileceği belirtilmiştir.
Zaman içerisinde filozoflar ve bilim insanları ağrının nedenleri, oluşum biçimi ve tanımı hakkında farklı görüşler ortaya atmışlardır. Örneğin Aristo acıyı “rahatsız edici bir zevk” olarak tanımlarken Descartes acıyı “bedenin bir makine gibi çalıştığı zaman ortaya çıkan bir durum” olarak ele almıştır. 19. yüzyılda ise Paul von Bönhöffer ağrıyı “acı veren uyaranlara karşı vücudun savunma mekanizması” olarak tanımlamıştır.
Modern anlamda ağrının tanımı ise 20. yüzyılın sonlarına denk gelir. Bu dönemde yapılan çalışmalarda psikolojik etkilerin yanı sıra toplumsal boyutları da ele alınarak WHO tarafından verilen güncel tanıma ulaşılmıştır.
Ağrının Faydaları Nelerdir?
Ağrı, vücudun hem fiziksel hem de psikolojik açıdan sağlıklı kalabilmesi için ihtiyaç duyduğu koruyucu uyarı sisteminin bir parçasıdır. Beyin tarafından oluşturulan bu uyarılar sayesinde vücut zararlı olabilecek durumlardan kaçınır.
Ağrının başlıca faydaları şunlardır:
- Ağrı ile vücut, zarar veren veya potansiyel olarak zarar verebilecek durumlardan uzaklaşır.
- Zehirlenme, enfeksiyon gibi tehlikeli durumlarda bilinçaltı düzeyde uyarılarak erken müdahale imkanı doğar.
- Yaralanma sonrasında doku onarımı gerçekleşirken vücuda dinlenme sinyalleri gönderilir.
- Ağrı sayesinde vücut sağlıklı bir şekilde işlev görmeye devam eder.
Örneğin ağır egzersiz sonrasında kaslarda yaşanan yanma hissi, vücudun dinlenmesi gerektiği yönünde sinyal vererek yaralanma riskini azaltır. Benzer şekilde enfeksiyon durumlarında iştahsızlık oluşması ile vücuda bağışıklığı yükseltmek için enerji harcaması gerektiği sinyali gönderilir.
Ağrı Çeşitleri Nelerdir?
Ağrının farklı sınıflandırılma biçimleri vardır. Bunlardan en yaygın olanı ise ağrının kaynağına göre yapılan sınıflandırmadır. Buna göre;
- Fizyolojik nedenlere bağlı oluşan ağrılar,
- Fizyolojik olmayan (psikojenik) nedenlere bağlı oluşan ağrılar
olarak iki ana grupta ele alınır.
Fizyolojik Nedenlere Göre Ağrı Çeşitleri
- Akut ağrı: Genellikle doku hasarı ile ortaya çıkan ve kısa süre içerisinde sona eren ağrıdır.
- Kronik ağrı: Uzun süre devam eden ve tekrarlayan ağrıdır. Kronik ağrı, her zaman fiziksel bir hasarın varlığı ile ilişkilendirilemeyebilir.
- Akut on kronik ağrı: İlk olarak akut olarak başlayıp kronikleşen ağrıdır.
Örneğin; yaralanmaya bağlı olarak oluşan ve kısa süre içerisinde sona eren şiddetli baş ağrısı akut baş ağrısıdur. Baş ağrısının birkaç hafta veya ay boyunca devam etmesi kronik baş ağrısına işaret eder. Eğer baş ağrısı kısa süre içerisinde geçmesine rağmen tekrar tekrar ortaya çıkıyorsa akut on kronik baş ağrısından söz edilir.
Nedenlerine Göre Ağrı Çeşitleri
- Somatik (dışsal) ağrı: Vücudun dışına yönelik oluşan uyarılara karşı verilen tepkidir. Kesik, yanık gibi fiziksel travmalara örnek verilebilir.
- Visseral (içsel) ağrı: Vücudun iç organlarından kaynaklanan ağrıdır. Genellikle yoğun ve dayanılmazdır. Karın ağrısı, mide bulantısı gibi durumlar visseral ağrı kapsamındadır.
- Nöral (sinir) ağrı: Duyu sinirlerinin hasar görmesi sonucu ortaya çıkan nöropatik ağrıdır. Diyabet hastalarında görülen ayaklarda oluşan yanma hissi buna örnek verilebilir.
- Sempatik ilişkiyi kaybetmiş (ortak sinir kaybı) olan ağrı: Vücudun herhangi bir yerinde meydana gelen hasar sonucunda ortaya çıkan ve ilgili organ veya uzuvlarla paylaşılmayan ağrıdır. Örneğin kol kırılması sonucu oluşan sempatik ilişkiyi kaybetmiş olan ağrı kol ile paylaşılmaz ancak ilgili kol siniri aracılığı ile beyne kadar ulaşır.
Anatomik Bölgeye Göre Ağrı Çeşitleri
- Baş ve boyun bölgesi: Baş ve boyunda meydana gelen tüm yaralanma, travma ve hastalıklara bağlı oluşan ağrıları kapsar.
- Pektoral bölge (göğüs): Pektoral kaslarda meydana gelen zorlanma, yırtılma gibi durumlara bağlı ortaya çıkan göğüs ağrısını kapsar.
- Dorsal bölge (sırt): Sırt kaslarında meydana gelen zorlanma, yırtılma gibi durumlara bağlı ortaya çıkan sırt ağrısını kapsar.
- Lumbal bölge (bel): Bel fıtığı, bel zorlanması gibi belden kaynaklı hastalıklar sonucu oluşan bel ağrısını kapsar.
- Kronik pelvik (urbani) ağrı: Kadınlarda sıklıkla görülen, en az altı ay devam eden abdominal ve pelvik bölgedeki tüm rahatsızlıkları kapsayan bir tanımdır.
Ağrının Kaynağına Göre Ağrı Çeşitleri
- Primer (birincil) ağrı: Başlıca kendi başına var olan ve kendi patolojisi olan ağrıdır. Migren, gerilim tipi baş ağrısı ve fibromiyalji primer ağrılardır.
- Sekonder (ikincil) ağrı: Farklı hastalıklara bağlı olarak gelişen ve var olan patolojiden kaynaklanan ağrıdır. Örneğin kol kırılması sonucu gelişen ağrı sekonder olarak adlandırılır.
Ağrının Süresine Göre Ağrı Çeşitleri
- Acute pain: Kısa süreli yoğun ve dayanılmaz, genel olarak yaralanma ile ilişkili olan akut süreli ağrıdır.
- Kronik pain: Uzun süre devam eden ve dayanılmaz şiddete ulaşamayan kronik süreli ağrıdır.
Ağrının Sebebine Göre Sınıflandırılması
- Noziseptif (uyarıcı) Ağrı: Vücudun zarar görmesiyle oluşan ve hasar veya zarar görme riskinin göstergesi olan akut veya kronik ağrıdır. İki alt gruba ayrılır:
- a) Somatik: Deri, kas, eklem ve kemikte oluşan hasardan kaynaklanır. Genellikle lokalizedir (belli bir bölgede hissedilir). Örneğin; kesik, yanık, burkulma gibi durumlar somatik ağrıdır.
b) Visseral: İç organlarda meydana gelen hasarlardan kaynaklanır ve genellikle diffus (yaygın) olarak hissedilir. Örneğin; apandisit iltihabı, safra kesesi iltihabı gibi durumlar visseral ağrıdır.
Izlemle düzelen noxiceptive (uyarıcı) ağrı söz konusudur.
- Nöropatik Ağrı: Sinir sistemi hastalıklarından kaynaklanan, genellikle farmakolojik tedavilere yanıt vermeyen kronik ağıdır. Sinirin kesilmesi, travmaya uğraması veya kompresyona (baskıya) uğraması ile oluşur. Nöropatik ağrı örnekleri arasında diyabetik ayak, zona hastalığı (kızamık), fibromiyalji, migraine yer alır.
lorezepam gibi anksiyolitikler ile pregabalin, gabapentin ve carbamazepine gibi antipodagics are used in the treatment of neuropathic pain.
Ağrının yönetiminde kullanılan ilaçların sınıflandırılması şu şekildedir:
vizüel pain
nosizopatif pain
nueropathic pain
dolaylı yaralanma
trapez pain
sore throat
muscle pain
joint pain
bone pain
agony and pain
Ağrı Yönetimi Nedir?
Ağrı yönetimi; ilaç tedavisi, psikolojik destek, fizyoterapi yöntemleri ve invaziv girişimlerin kombinasyonunu içeren multidisipliner bir yaklaşımla planlanır. Hastaların kendi evlerinde kendilerine verecekleri bakımın yanı sıra aile destek eğitimi de sürecin önemli bir parçasını oluşturur.
Ağrı Yönetiminde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
Ağrı yönetiminde kullanılan yöntemler şu şekildedir:
- Tıbbi tedavi: Ağrının kaynağına yönelik tıbbi tedavi uygulanır. Örneğin; kırık – çıkık tedavisi, damardan beslenme vb.
lorezepam like anxiolytics and pregabalin, gabapentin and carbamazepine like antidodagics are used in the treatment of neuropathic pain.
nDeste terapileri: Ağrıyı hafifletmek amacıyla hekim kontrolünde uygulanması gereken fizyoterapi yöntemleridir.
lorezepam like anxiolytics and pregabalin, gabapentin and carbamazepine like antidodagics are used in the treatment of neuropathic pain.
nPalyatif bakım: Hastanın konforunu artırmaya yönelik çalışmalardır.
lorezepam like anxiolytics and pregabalin, gabapentin and carbamazepine like antidodagics are used in the treatment of neuropathic pain.
nKendi kendine bakım teknikleri: Ağrının yönetiminde hastanın kendi başına uygulayabileceği yöntemlerdir.
lorezepam like anxiolytics and pregabalin, gabapentin and carbamazepine like antidodagics are used in the treatment of neuropathic pain.
nAile desteği: Ağrı yönetiminde aile bireylerinin sorumluluğu oldukça büyüktür.
Ağrıda Hangi Tedavi Yöntemleri Kullanılır?
Ağrıda kullanılan tedavi yöntemleri şu şekildedir:
- Ağrı kesiciler: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID), steroidler ve opioidler içeren analjezik ilaçlar kullanılır.
nAnestezi yöntemleri: Epidural anestezi gibi yöntemler kullanılarak spinal kort çevresine ilaç enjekte edilerek bölgesel anestezi sağlanır.
nBaskı uygulama teknikleri: Masaj, buz torbası kullanımı gibi yöntemlerle baskı uygulanarak kan akışı azaltılır.
nPsi̇koloj̇k destek: Hipnoz gibi yöntemlerle psikolojik destek sağlanarak rahatlama sağlanmış olur.
Ağrıda Tedavi Süreci Nasıl İşler?
Tedavi süreci hekim tarafından planlanır ve bu süreçte hekimle hasta birlikte karar verirler. Hekim tedavi planını oluştururken hastanın hekimine güvenmesini sağlar, planın gerekçesini açıklar ve tedavinin olası yan etkileri hakkında bilgilendirerek hastanın onayını alır. Daha sonra tedavi planına uygun şekilde ilaçlar reçete edilir.