Baş ağrısı, kişinin günlük hayatını ciddi anlamda etkileyen ve birçok insanda zaman zaman görülen bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Nörolojik bir rahatsızlık olmamakla birlikte baş ağrısı, beynin de dahil olduğu birçok farklı organda meydana gelen sorunlar neticesinde oluşabilmektedir. Toplumda yaygın olarak görülen baş ağrısı türleri tansiyon baş ağrısı, gerilim baş ağrısı ve migren baş ağrısı şeklinde sıralanabilir.
Baş Ağrısının Nedenleri Nelerdir?
Baş ağrısına neden olabilecek birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler genel olarak stres, yorgunluk, uykusuzluk, hava değişimleri, sinüzit, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, bilgisayar ekranına uzun süre bakmak gibi gözleri yoran aktiviteler, öğün atlamaları, açlık veya tokluk gibi metabolizmayı yoran durumlar şeklinde sıralanabilir.
Bunların yanı sıra tansiyon baş ağrısının nedeni, bilinenin aksine yüksek tansiyon değil düşük tansiyon olabilmektedir. Beyin damarlarının seğirmesi olarak bilinen anevrizma, beyin tümörleri ve damar tıkanıklıkları da baş ağrısına neden olan unsurlar arasında yer almaktadır. Bununla birlikte migren baş ağrısının nedeni tam olarak bilinemese de genetik faktörlerin migren oluşumunda etkili olduğu düşünülmektedir.
Baş ağrısının bir diğer yaygın nedeni de yaşanan travmalardır. Özellikle spor kazaları ya da meydana gelen iş kazaları sonucunda kişinin başında yaralanmalar oluşabilmektedir. Bu yaralanmalar da zaman içerisinde baş ağrısını meydana getirebilmektedir.
Baş Ağrısı Türleri Nelerdir?
Baş ağrısı türlerinden gerilim baş ağrısı, migren baş ağrısı ve tansiyon baş ağrısı sık görülen türler arasında yer almaktadır. Ayrıca nörolojik sorunlardan kaynaklanan baş ağrısı türleri de bulunmaktadır. Bu nedenle bireylerde meydana gelen baş ağrısının öncelikle uzman hekimler tarafından değerlendirilmesi ve değerlendirme neticesinde oluşan baş ağrısının nedeninin bulunması gerekmektedir. Baş ağrısının nedenine göre uygulanacak tedavi yöntemi de şekillenecektir.
Baş ağrısı türlerinin daha detaylı açıklamaları ise şu şekilde sıralanabilir:
Gerilim Tipi Baş Ağrısı
Gerilim tipi baş ağrıları, stres, yorgunluk ve uykusuzluk gibi nedenlerle meydana gelen baş ağrılarıdır. Bu tip baş ağrıları, kişinin kafasının etrafında sarmalayıcı tarzda oluşan ve basınç hissi veren ağrılardır. Gerilim tipi baş ağrıları, migrene oranla daha az şiddetli seyretmektedir. Gerilim tipi baş ağrıları aniden ortaya çıkabilmekte ve 30 dakikadan 7 güne kadar sürebilmektedir.
Gerilim tipi baş ağrılarında kişinin günlük hayatını etkileyecek düzeyde bir ağrı oluşabilmektedir. Bu tip baş ağrılarında kişinin fiziksel aktiviteleri kısıtlanmakta ve kişiler gerilim tipi baş ağrısı yaşadığı dönemlerde dinlenmek istemektedir. Gerilim tipi baş ağrılarında ağrı kesiciler etkili olabilmektedir.
Tansiyon Baş Ağrısı
Tansiyon baş ağrısı denildiğinde yüksek tansiyon akla gelse de aslında bu durumun kaynağı düşük tansiyondur. Düşük tansiyona bağlı olarak beyin damarlarında seğirme meydana gelmekte ve bu da beyinde baskı oluşturarak baş ağrısına neden olmaktadır.
Tansiyon baş ağrısı, sabah kalkıldığında daha çok hissedilen ve gün içerisinde çeşitli sebeplerle tekrarlayabilen bir baş ağrısı türüdür. Bu tip baş ağrıları şu şekilde belirtilmektedir:
- Banda etkisi yapar gibi yüzün ve kafanın hissedilen ağırlığı
- Ağrı genelde iki taraflıdır
- Ağrı sabah kalkıldığında yoğun olarak hissedilir
- Ağrı kesicilere yanıt verir
- Hafif ve orta şiddetlidir
Sinüs Baş Ağrısı
Sinüzit ya da üst solunum yolu enfeksiyonu gibi durumlarda görülen bu tip baş ağrıları, sinüslerin iltihaplanması ve şişmesi sonucu oluşmaktadır. Sinüs baş ağrısının en önemli özelliği burun akıntısının eşlik etmesidir. Sinüs baş ağrıları genelde yüzün ve kafanın ön kısmında yoğunlaşan baskı tarzında bir ağrı şeklinde hissedilmektedir. Sinüs baş ağrıları yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi belirtiler de göstermektedir.
Sabah Baş Ağrısı
Kişi sabah uyandığında başında bir ağrı hissetmesi durumuna sabah baş ağrısı denilmektedir. Sabah baş ağrıları gerilim tipi ya da tansiyona bağlı olarak oluşabilmektedir. Bunun yanı sıra kişilerin uyku esnasında dişlerini sıkmaları bruksizm de sabah baş ağrısına neden olmaktadır. Sabah baş ağrısı şikayeti olan kişilerin hekim kontrolünden geçmesi ve sabah baş ağrısının nedeninin bulunup buna göre tedavi planlaması yapılması gerekmektedir.
Migren Baş Ağrısı
Familial Benign Hemiplegic Migren (FHM) olarak bilinen migren türü nadir görülmekte ancak kişide ciddi anlamda engeller oluşturabilmektedir. Klasik migren erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmekte ve genelde 20-30 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. FHM migreni olan kişilerde ataklar sıklıkla görülmektedir. Bu ataklar birkaç gün ya da hafta sürebilmektedir. FHM migreni olan kişilerde aura belirtileri görülebilmekte ve bu belirtiler klasik migrene oranla daha şiddetli olabilmektedir.
Migren hastalarında beyindeki sinir hücrelerinde anormal bir elektriksel aktivite meydana gelmekte ve bu da migren atağını tetiklemektedir. Migren ataklarını tetikleyen faktörlerden bazıları ise şöyledir:
- Duygusal stres
- Zorlu fiziksel egzersizler
- Aç kalmak
- Cilt sıcaklığını artıran hava koşulları
- Çikolata tüketimi
- Kafein alımı
- Alkol tüketimi
- Hormonal değişimler
- Diş sıkma ve diş frotiği
Nörolojik Baş Ağrıları
Nörolojik baş ağrılarına; migrain, trigeminal nevralji, klostrofobi ve serebral anevrizma de rahatsızlıkları sebebiyle oluşan baş ağrılarını da söyleyebiliriz.
Baş Ağrısına Ne İyi Gelir?
Kişilerin yaşadığı hafif düzeydeki baş ağrılarına iyi gelen yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Düzenli uyumak
- Düzenli beslenmek
- Kafeini azaltmak
- Sıvı tüketimini artırmak
- Düşük dozda aspirin kullanmak
- Buz torbası ya da sıcak su torbası uygulamak
- Ağrı bölgesini masaj yapmak
- Ağrı esnasında dinlenmek
Bu yöntemler kişilerin yaşadığı hafif düzeydeki baş ağrılarına iyi gelebilmektedir. Ancak kişilerin yoğun olarak yaşadığı ya da kronikleşmiş baş ağrılarına sahip bireylerde bu yöntemler tek başına yeterli olmayabilmektedir. Kronik baş ağrısı yaşayan kişiler uzman hekim kontrolüne giderek gerekli tetkikleri yaptırmalı ve kronikleşen baş ağrılarının altında yatan nedenlere göre tedavi planlaması yapılmalıdır.