Kalp Ağrısı Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Kalp ağrısı olarak bilinen angina pektoris, kalp kasının yeterince oksijen alamadığını hissetmesi nedeniyle ortaya çıkan göğüs ağrısı ve rahatsızlık hissidir. Oksijen yetersizliğine neden olan ise kalbi besleyen damarların daralmasına yol açan kalp krizine benzer belirtiler gösteren koroner arter hastalığıdır. Kalp ağrısı, göğsün ortasında veya sol tarafında sıkışma, baskı, sertlik veya ağırlık hissi olarak tanımlanır. Bu ağrı, kol, çene, boyun, sırt veya üst karında da hissedilebilir. Bazen nefes darlığı, terleme, baş dönmesi, mide bulantısı ve bayılma gibi belirtiler de görülebilir. Kalp ağrısının en yaygın nedeni kalp krizi riskini artıran yüksek tansiyon ve kolesterol, diyabet, aşırı kilolu olma ve sigara içen kalp ve damar sağlığını olumsuz etkileyen tüm durumlar yer alır.

Kalp Ağrısı Nedir?

Tıp dilinde angina pektoris olarak adlandırılan kalp ağrısı, kalp kasının oksijen yetersizliğinden kaynaklanan göğüs ağrısı ve rahatsızlık hissidir. Kalp kasına oksijen ve besin sağlayan koroner arterlerin daralmasıyla kalp kriziyle benzer belirtiler gösteren koroner arter hastalığı ortaya çıkar. Bu daralmanın nedeni ise kalp krizi riskini artıran, yüksek tansiyon ve kolesterol, aşırı kilolu olma, sigara içme ve diyabet gibi kalp ve damar sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdir.

Kalp ağrısı genellikle efor harcanan fiziksel aktivite, aşırı duygusal stres, sıcak hava veya soğuk hava gibi çevresel faktörler etkinken dinlenen kişi için daha az hissedilir ve istirahat sırasında geçer. Kalp ağrısı genel olarak 1 ila 5 dakika arasında sürer. Süre bazen yarım saat veya daha uzun süreli olabilir.

Kalp Ağrısının Nedenleri Nelerdir?

Kalp ağrısının en yaygın nedeni koroner arter hastalığıdır. Bu hastalık, kalbi besleyen damarların (koroner arterler) kalp krizine benzer belirtiler gösteren daralmasıyla ortaya çıkar. Kalp damarlarının daralmasının en büyük nedeni damarları tıkayan kolesterol plaklarıdır. Zamanla damarları tıkayan bu plaklar büyük damar tıkanıklıklarına neden olur.

Kalp ağrısına neden olabilecek diğer faktörler ise şunlardır:

  • Diyabet
  • Yüksek tansiyon
  • Aktif sigara kullanımı
  • Lipid profili yüksekliği (HDL düşük, LDL ve/veya total yüksek)
  • Ailede erken yaşta koroner arter hastalığı öyküsü
  • Kötü alışkanlıklar (sigara, alkol, uyuşturucu)
  • Aşırı kilo
  • Fiziksel aktivite yetersizliği

Kalp Ağrısının Risk Faktörleri Nelerdir?

Kalp ağrısının risk faktörleri, kalp ve damar sağlığını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden oluşur. Bunlar;

  • Yüksek tansiyon
  • Diyabet
  • Kolesterol seviyelerinin yüksek olması
  • Aktif sigara kullanımı
  • Mekanik koroner risk faktörleri (aort anevrizması, aort diseksiyonu)
  • Kötü beslenme
  • Obezite
  • Fiziksel aktivite yetersizliği
  • Ailede erken yaşta koroner arter hastalığı öyküsü

İyi Kolesterol (HDL) Nedir ve Değerleri Kaç Olmalıdır?

İyi kolesterol olarak bilinen HDL (High-Density Lipoprotein), düşük yoğunluklu lipoproteinlerin (LDL) hücrelerden karaciğere taşınmasında görev alan bir protein türüdür. HDL’nin ana görevi kolesterolü temizlemek ve taşımaktır. Böylece hücrelerde birikme ihtimalini azaltıp kalp sağlığını destekler.

HDL değerleri laboratuvarlara göre değişiklik gösterebilir ancak genel olarak erkeklerde 40-75 mg/dL, kadınlarda ise 55-80 mg/dL arası ideal olarak kabul edilir. HDL değerinin 40 mg/dL altına düşmesi kalp krizi riskini artırırken 100 mg/dL üzerindeki değerler ise kalp hastalıkları açısından riskli kabul edilir.

Kötü Kolesterol (LDL) Nedir ve Değerleri Kaç Olmalıdır?

Kötü kolesterol olarak bilinen LDL (Low-Density Lipoprotein), kolesterolün karaciğerden vücudun diğer kısımlarına taşınmasını sağlayan lipoprotein türüdür. LDL’nin görevlerinden biri de kolesterolü hücrelere iletmektir ancak fazla miktarda kolesterol taşıdığı için kalp damarlarını tıkama riski yaratır. Bu nedenle LDL değerinin düşük olması istenir.

LDL değerleri laboratuvarlara göre değişiklik gösterebilir ancak genel olarak ideal seviye 130 mg/dL altındaki değerlerdir. LDL’nin 160 mg/dL üzerindeki değerler ise yüksek lipit profili olarak kabul edilir ve kalp-damar hastalıkları riskini artırır.

Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon) Nedir?

Tansiyonun sınır değerlerin üzerindeki seyahatidir. Atardamar içindeki basıncın ölçülmesinde kullanılır ve iki ayrı değerle belirtilir; sistolik (büyük tansiyon) ve diastolik (küçük tansiyon). Yüksek tansiyonun dereceleri vardır; hafif yüksek tansiyon, 1. evre yüksek tansiyon ve 2. evre yüksek tansiyon şeklinde sınıflandırılır.

Tansiyonda sınır değerler ülkemizde yapılan araştırmalara dayanarak belirlenmiş olup, mmHg cinsinden ölçülür; 1. evre tansiyon sınırları; büyük tansiyon 140-159, küçük tansiyon 90-99 mgHg şeklindedir. İdeal tansiyon ise; büyük tansiyon 12-14, küçük tansiyon 8-10’dur.

Diyabet Nedir?

Diyabet, pankreasın insülin hormonunu yeterince üretememesi veya ürettiği insülinin vücutta kullanılamaması sonucu ortaya çıkan yüksek kan şekeri hastalığıdır. Kısaca şeker hastalığı olarak bilinir ve tip 1, tip 2, gebelik diyabeti olmak üzere üç çeşidi vardır.

Diyabetin belirtileri; aşırı su içme, sık idrara çıkma, yorgunluk, görmede bulanıklık hissi ve iştah artışı olarak bilinir. Tip 1 diyabetin belirtileri daha hızlı gelişirken tip 2 diyabette belirtiler yavaş oluşur ve başlangıçta fark edilmeyebilir.

Ailevi Yüksek Kolesterol Nedir?

Ailevi Yüksek Kolesterol sendromu, kolesterolü kan dolaşımında taşıyan lipoproteinleri üreten hücrelerdeki genetik bozukluktan kaynaklanır. Ailevi Yüksek Kolesterol vakalarının hemen hemen hepsinde LDL kolesterolü yükselten FH adlı genin eksik veya hatalı olması görülür.

Ailevi Yüksek Kolesterol genellikle doğumdan itibaren mevcut olup hastalarda kolesterolün normal seviyelerin üzerinde seyretmesi, damar sertliği denilen atero sklerozun erken yaşta görülmesi ve kalp krizi gibi kalp hastalıklarının erken yaşta ortaya çıkmasıyla anlaşılır.

Obezite Nedir?

Obezite, vücuttaki yağ oranının sağlık açısından risk oluşturacak seviyede artmasıdır. Obezite genellikle aşırı yemek yeme ve yetersiz fiziksel aktivite sonucu oluşur ancak metabolik rahatsızlıklar, genetik etkenler, kullanılan ilaçlar ve doğumdan sonraki beslenme biçimi de obeziteye zemin hazırlayabilir.

Obezite vücut kitle indeksi (BKİ) ölçümüyle anlaşılır. 18-24,9 arasında olan ideal kilodan 30-34,9’a kadar olan BKİ değeri obezite olarak kabul edilir. Obezite sınıflandırmasında tip 1 ve tip 2 diyabet gibi metabolik rahatsızlıklar dikkate alınarak ayrım yapılır.

Kalp Ağrısı Belirtileri Nelerdir?

Kalp ağrısı belirtileri, göğüs ağrısından rahatsızlık hissiyatına kadar geniş bir yelpazede seyreder. Bu belirtiler şunlardır:

  • Baskı, sıkışma veya ağırlaşma hissi
  • Ağrının sol kolda uyuşma veya karıncalanma şeklinde hissedilmesi
  • Ağrının çene veya boyunda da hissedilmesi
  • Nefes darlığı
  • Terleme
  • Mide bulantısı veya kusma
  • Baş dönmesi veya bayılma

Ayrıca kalp ağrısında yaşanan göğüs ağrısı veya rahatsızlık hissinin sebebi bilinçli farkındalığın artmasına bağlı olarak psikolojik bir etkiye de sahip olabilir. Bu da stresle birlikte vücudun daha fazla oksijene ihtiyaç duymasına ve dolayısıyla daha fazla kalp atışına neden olarak kalp ağrısını tetikleyebilir.

Baskı, Sıkışma veya Ağırlaşma Hissi

Kalp ağrısının en genel özelliği göğüste oluşan baskı, sıkışma, ağırlık ya da sertlik hissidir. Bu baskı hissi çoğunlukla ortada veya sol tarafta oluşur. Ağrı çok yoğun olmayabilir fakat hafif bir rahatsızlıktan de oldukça şiddetli bir ağrıma evrilebilir.

Ağrının Sol Kolda Uyuşma veya Karıncalanma

Kalp hastalığı olan kişilerde görülen semptomlardan biri de sol kollarda meydana gelen uyușma, karıncalanma ya da başka bir şekilde hissedilen anestezi kaybı‘dır. Bu semptomlar genel olarak göğüs ağrısıyla aynı dönemde ya da bu ağrıdan kısa bir süre sonra ortaya çıkar.

Ağrının Çene veya Boyunda Hissedilmesi

Kalp krizi belirtilerinden biri de çenedeki ağırlık ve sıkışma hissi‘dir. Kalbe giden damarların tıkanması sonucu ortaya çıkan bu belirtiler ilerleyen dönemlerde boyuna da yayılabilir.

Nefes Darlığı

Anjiyografi sonuçlarında kalp damarlarında tıkanıklık olan hastaların yarısında görülen semptom nefes darlığıdır. Kalbe giden damarlarda tıkanıklık olan hastalarda hafiften ağır dereceye kadar olan nefes darlığı ortaya çıkabilir.

Tahriş Edici Tipe Neden Olan Kalp Ağrısı

Baskı ve sıkışma hissinin yanı sıra tahriş edici özelliğe sahip olan kalp ağrısı tipinden de söz edilebilir. Bu tarz bir ağrı geçişken özellik gösterir ve genellikle sol kolun dış tarafına yayılır.

Ters Dönüşümlü Ağrı (Ischemic Pain)

Tansiyonu çok fazla yükselip düşen hipertansiyon hastaları ile kalp ritminde meydana gelen bozukluklar sonucunda oluşan ters dönüşümlü ağrıda baskı hissi ön plandadır. Bu tip bir ağrı aniden ortaya çıkar ve kısa bir süre içerisinde geçer.

Kalp Ağrısı Dışı Semptomlar

Kalp krizinde sadece göğüs ağrısı değil şu semptomlar da görülebilir:

  • Nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissi
  • Terlama (soğuk ter)
  • Aşırı yorgunluk
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Sık idrara çıkma

Bunlara ek olarak erkeklerde görülebilecek diğer semptomlar şunlardır:

  • Göğüs ağrısı
  • Baskı hissi
  • Dolaşım bozukluğu (soğuk bacak/b.kol)
  • Nefes darlığı
  • Aşırı terleme
  • Kardiyak arrest (kalbin durması)

Erkeklerde görülen semptomlar kadınlarda farklılık gösterebilir; buna göre kadınlarda görülebilecek semptomlar şunlardır:

  • Aşırı yorgunluk
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Nefes darlığı
  • Baş dönmesi veya bayılma
  • Göğüs ağrısı olmadan da kalp krizi geçirme ihtimali (angina pektoris)

Kalp Ağrısında Tanı Nasıl Konulur?

Kalp ağrısında tanı süreci, hastanın yaşadığı semptomların detaylı şekilde dinlenilip değerlendirilmesiyle başlar. Hastaya uygulanabilecek testler ise şöyledir:

  • Anjiyografi (kalbe giden damarlara boya enjekte edilerek damarların görüntülenmesi)
  • Ekokardiyografi (kalbin ultrason görüntüsü)
  • Efor testleri (farklı aktiviteler sırasında kalbin atış hızının ölçülmesi)
  • Biyopsi (kalbin küçük bir parçasının alınarak incelenmesi)

Kalp Ağrısı Nasıl Tedavi Edilir?

Kalp ağrısı tedavisi, ağrının sebebine yönelik şekilde planlanır. Örneğin planlanan anjiyografide damar tıkanıklığı saptanan hastalara stent yerleştirilerek damar açılır. Buna ek olarak tedavide şu yöntemler de kullanılır:

  • Ağrı kesiciler (parasetomol türevleri)
  • Anti-anjinal ilaçlar (nitrat grubu ilaçlar)
  • Damar genişletici ilaçlar (ace inhibitörleri)
  • Zararlı yağları engelleyen ilaçlar (statinler)

Bunların yanı sıra tedavi planına hipertansiyon, kolesterol ve diyabeti kontrol altında tutmaya yönelik ilaçlar da eklenebilir. Gerekirse ilaç tedavisine ek olarak bypass gibi cerrahi yöntemlere başvurulabilir.

Scroll to Top