Kas ve kemik ağrıları çocuklarda ve yetişkinlerde oldukça yaygın görülen rahatsızlıklardır. Özellikle kemik ve kas gelişiminin en yoğun olduğu dönemlerde yani çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ortaya çıkan bu ağrılar, daha çok akşam veya gece saatlerinde dinlenme sırasında ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda görülen kas ve kemik ağrıları genel olarak hafif ve geçicidir. Yetişkinlerde kas ve kemik ağrıları ise daha kronik bir seyir izleyebilir. Zira yetişkinlerde ortaya çıkan kemik ve kas ağrılarının ardında iltihabi veya yaralanmaya bağlı bir hastalığın yatıyor olması söz konusu olabilir.
Günümüzde hem çocukları hem de yetişkinleri doktora götüren en yaygın şikayetlerden biri de kas ve kemik ağrılarıdır. Özellikle bilgisayar başında uzun süreli oturan yetişkinler, spor yaralanmaları sonucu hastanelere başvuran sporcular, büyüme çağındaki çocuklar ve ergenlik dönemindeki gençler, kas ve kemik ağrılarından en sık şikayet eden grupları oluştururlar. Bu ağrılara sıklıkla uykusuzluk ve çalışma verimliliğinde düşüş gibi uyum sorunları ve yaşam kalitesinde düşüş eşlik edebilir.
Geceleri veya istirahat halindeyken ortaya çıkan ağrılar, daha çok gençlerde ve çocuklarda görülen kas ve kemik ağlarının tipik özelliklerindendir. Bu ağrılar genel olarak hafif şiddettedir. Çoğunlukla bacaklarda, ayak bileklerinde ve dizlerde hissedilir. Çocuklar, bazen ağrının olduğu yeri bazen de daha yaygın bir şekilde vücudun farklı yerlerini tutarak ağrı hissettiklerini ifade edebilirler. Kas ve kemik ağrıları, çocuklarda endişeye yol açmaz. Sabahları ise çocuklar herhangi bir ağrı hissi duymadan normal bir şekilde uyanabilirler.
Kas ve Kemik Ağrıları Neden Olur?
Diz ağrıları, dirsek ve koltuk altı ağrıları, bilek ve ayak bileği ağrıları gibi şikayetler çocuklar tarafından sıklıkla ifade edilen rahatsızlıklardır. Çocuklardaki bu şikayetler genel olarak yaralanma, travma veya aşırı kullanım gibi akut durumlara bağlı olmaktadır. Kas ve kemik ağrılarının olduğu bölgelerde genellikle şişlik, hassasiyet ve fonksiyon kaybı görülür. Çocuklarda görülen kemik ağrılarının en önemli özelliği ise geceleri ortaya çıkmasıdır.
Ağrıların sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
- Çocuklarda gece nöbetleri şeklinde adlandırılan, sebepleri tam olarak bilinmeyen ama genellikle iyi huylu olan ağrılar
- Büyüme ağrıları
- Travmaya bağlı oluşan ağrılar
- Aşırı kullanıma bağlı oluşan yaralanmalar
- İltihabi durumlar (bursit, tendinit gibi)
- Fibromiyalji gibi kronik ağrı hastalıkları
- Sedef, romatizma gibi iltihabi hastalıklar
- Enfeksiyonlar
- Ve nadir durumlarda tümörler.
Çocuklardaki kas ve kemik ağrıları, büyüme çağındaki çocuklarda normal olarak kabul edilen iyi huylu rahatsızlıklardır. Ancak her ağrının çocuğunuzda ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceği anlamına gelmez. Çocuğunuzdaki kas ve kemik ağrılarının iyi huylu olmasından emin olmak için mutlaka bir uzmana danışmanızda fayda vardır.
Ağrıların sebeplerinin yanı sıra özellikleri de şöyledir:
- Ağrı genellikle geceleri ortaya çıkar
- Ağrı hafif şiddette olabilir
- Ağrı bazen her iki bacakta da hissedilebilir
- Ağrı bazen diz, ayak bileği ve bilek gibi farklı yerlerde de hissedilebilir
- Ağrı dinlenme sırasında ortaya çıkabilir
- Ağrı parasetamol veya ibuprofen gibi hafif ağrı kesicilerle geçebilir
- Ağrıdan dolayı çocuğun uyumasında bir sorun olmayabilir.
Kemik ve Kas Ağrılarına Ne İyi Gelir?
Kemik ve kas ağrılarına iyi gelen çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ağrıların geçmesi için şu uygulamalar yapılabilir:
- Düzenli kalsiyum ve D vitamini tüketimi
- Ilımlı egzersizler
- Dinlenme
- Ilımlı sıcak-soğuk kompres uygulaması
- Ağrı kesiciler
- Kemik ve kas ağırlığını azaltan egzersizler
- Fizik tedavi ve egzersiz
- Masaj
- Sıcak su torbası veya buz torbası uygulamaları.
Kemik ve kas ağrılarına iyi gelen yöntemlerden bazıları şunlardır:
Kemik ve kas ağrılarına iyi gelen yöntemlerden bazıları şunlardır:
Ağrı Kesiciler
Kemik ve kas ağrıları için ibuprofen, naproksen, asetaminofen veya kodein gibi ilaçlar kullanılarak ağrının hafifletilmesi mümkündür. Ancak bu ilaçların kullanımı mutlaka doktora danışarak yapılmalıdır.
Sıcak-Buz Torbası Uygulamaları
Buz torbası veya sıcak su torbası gibi uygulamalar doğrudan ağrıyan bölgeye uygulanarak kimyasal bir etki yaratabilir. Buz torbası uygulamaları, bölgedeki kan akışını yavaşlatarak şişliği azaltırken, sıcak su torbası kullanımı ise bölgedeki kan akışını hızlandırarak iyileşmeyi destekler. Hangi uygulamanın ne şekilde kullanılacağı hakkında doktordan bilgi alınması önerilmektedir.
Düzenli Kalsiyum ve D Vitamini Tüketimi
Kemik sağlığı için kalsiyum ve D vitamini tüketimi şarttır. Kalsiyum içeren süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kabuklu deniz ürünleri ve soya fasulyesi gibi gıdalar kalsiyum deposu olarak tüketilebilirler. D vitamini açısından ise balık, yumurta, süt, peynir, portakal, mısır ve buğday tüketimi önerilmektedir. Güneş ışığından yeterince yararlanmak da D vitamini seviyelerinin doğal yoldan artırılmasını sağlar.
Fizik Tedavi
Fizik tedavi uzmanları, kemik ve kas ağrıları çeken hastalara özel tedaviler uygulayarak onların iyileşmesine yardımcı olabilirler. Fizik tedavi seanslarına düzenli olarak katılmak önemlidir.
Masaj
Masaj terapisi, kasların gevşemesini sağlayarak vücuttaki kan akışını artırır. Kemik ve kas agıları için özel masaj teknikleri uygulanarak hastaların ağrılarından kurtulmaları sağlanabilir.
Ilımlı Egzersizler
Aerobik egzersizler ile vücudun dayanıklılığı artırılabilir. Doktor onayı ile yürüyüş, bisiklet sürme veya yüzme gibi egzersizlere başlamak, kemik sağlığının korunmasına katkıda bulunabilir.
Dinlenme
Daha çok gece uyku sırasında hissedilen kemik ve kas ağrıları çocuklarda normal olarak kabul edilen iyi huylu rahatsızlıklardır. Çocukların dinlenmesi sağlanarak iyileşme süreci desteklenebilir.
Kemik ve Kas Ağırlığını Azaltan Egzersizler
Kemik ve kas ağırlığını azaltan su aerobiği gibi egzersizler, eklemlerde herhangi bir zorlanmaya neden olmadan çalışılmasını sağlar. Bu sayede kemik ve kas sağlığı korunurken vücuttaki ağırıklar da azaltılabilir.
Şeker Tüketimini Azaltmak
Aşırı şeker tüketimi, vücuttaki toksinlerin birikmesine neden olarak eklem iltihabına yol açabilir. Bunun sonucunda da kemik ve kas ağrıları ortaya çıkabilir. Şeker tüketiminin azaltılmasıyla bu etki en aza indirgenebilir.
Tütün ve Alkol Kullanımının Bırakılması
Tütün ürünleri ile alkol tüketimi de vücuttaki toksinlerin biriktirmekte ve metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Bu nedenle tütün ve alkolün kullanımına son verilmesi veya azaltılması vücuttaki kimyasal dengenin düzenlenmesine katkıda bulunabilir.
Ağrı Kesici İle Geçmeyen Kas Ve Kemik Ağrıları Hangi Hastalıklara İşaret Ediyor Olabilir?
Düzensiz beslenme, aşırı çalışma, bilgisayar başında uzun süre kalma ya da oturma gibi nedenlerle görülen kas ve kemik ağrıları genellikle ilaçla geçebilen basit rahatsızlıklardır. Ancak reçetesiz satılan basit ağrı kesicilerle dahi geçmeyen kas ve kemik ağrıları aşağıdaki hastalıklardan biri veya birkaçıyla karşı karşıya olunduğunu gösteriyor olabilir:
- Kemik Yaşı Tespitinde Kullanılan Fonksiyonel Testler: Çocukların fiziksel gelişimlerinin izlenebilmesi için çeşitli testler bulunmaktadır. Bu testler sayesinde çocuğun boy gelişimi kadar kemik yaşı da tahmin edilebilmektedir. Kemik yaşı tespitinde el röntgeni çekilmesi gerekir. El röntgeninden yola çıkarak çocukların fiziksel gelişimlerinin sağlanması mümkün olur. El röntgeninin değerlendirilmesindeki temel prensip, epifizlerin yani el kemiklerinin uç kısımlarındaki büyüme plakalarının değerlendirilmesidir. Bu plakalar, kız çocuklarında yaklaşık 16 yaşında erkek çocuklarında ise 18 yaşında kapanmaktadır. Röntgenlerin değerlendirilmesiyle kızların 16 yaşına kadar erkeklerin ise 18 yaşına kadar kemik yaşı tahmini yapılabilmektedir.
- Kemik Erimesi (Osteoporoz): Osteoporoz, uzun süreli hareketsizlik, yaşlanma, menopoz dönemi giren kadınlar ile erkekler, sigara kullanan kişiler, düşük kalsiyum ile D vitamini alanlar, tütün ürünleri kullananlar ve kortizon içeren ilaçları uzun süre kullanan kişiler osteoporoz riski taşımaktadırlar. Osteoporozun erken dönemlerinde herhangi bir belirti olmayabilir. Ancak hastalık ilerlediğinde kemikler zayıflayıp incelmeye başlar ve bu durum da daha hafif travmalarda dahi kırık oluşmasına neden olabilir. Osteoporozdan şüphelenildiği takdirde mutlaka bir uzmana danışılması önerilmektedir.
- Damar Sertleşmesi (Flebit): Kan damarlarının duvarlarının sertleşmesi damarların elastikliğini yitirmesine neden olur. Damar sertleşmesi sonucunda kan pıhtıları oluşabilir. Oluşan pıhtılar da kan damarlarını tıkayarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Damar sertleşmesinin belirtileri arasında bacaklarda görülen ağrılar, baldır krampları, ayaklarda yanma hissi ile uyuşukluk bulunuyor. Ayrıca ayak parmaklarında soğukluk hissi, ayak bileklerinde ile baldırlarda şişlik de diğer belirtiler arasında yer alıyor.
- Böbrek Taşı Hastalığı (Nefrolitaz): Vücutta sıvı eksikliğine bağlı olarak böbreklerdeki idrar yoğunlaşır ve ph dengesi bozulur. İdrardaki kalsiyum ile oksalat oranlarının artması da böbrek taşı oluşumunu tetikler. Küçük taşlar vücutta herhangi bir belirti göstermeyebilirken büyük taşlar ciddi ağrılara neden olabilir. Böbrek taşı hastalığının belirtileri arasında mide bulantısı, kusma, idrarda kan görülmesi ile sık idrara çıkma bulunuyor.
- Diyabet (Şeker Hastalığı): Tip 1 ve tip 2 olmak üzere iki farklı türü bulunan diyabetin her ikisi de pankreasın insülin üretiminde sorun yaşamasıyla ortaya çıkmaktadır. İnsülin üretimindeki sorun ya pankreasın zarar görmesi ya da vücudun üretilen insüline yanıt vermemesiyle oluşur. Tip 1 diyabet genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan bağışıklık sistemi hastalığıdır. Tip 2 diyabet ise daha çok yetişkinlerde görülmektedir. Her iki diyabet türünün de ortak belirtileri vardır. Sürekli susama, sık idrar yapma, aşırı açlık hissi, yorgunluk, kilo kaybı, yaraların geç iyileşmesi ile gövdede ve bacaklarda kaşıntı oluşması bu belirtiler arasında yer alır.
- Tansiyon Hastalığı (Hipertansiyon): Damar sertleşmesiyle tansiyon hastalığı da hipertansiyon da yine damar duvarlarının sertleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Hipertansiyonun belirtileri arasında baş dönmesi, burun kanaması, çarpıntı hissi ile yorgunluk bulunuyor. Hipertansiyonun ciddi bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.
- Romatizma (İltihaplı Eklemlere Kemikler Esas Olan Hastalıklar): Eklemleri ilgilendiren iltihabi rahatsızlıklar olan romatizma hastalığının birçok çeşidi bulunmaktadır. Romatizma hastalığının belirtileri arasında eklem yerlerinde görülen şişlik, sıcaklık artışı ile sertleşme bulunuyor. Ayrıca romatizma hastalığı olan kişilerde ateş yükselmesi ile yorgunluk da görülebiliyor.
- Tiroit Hastalıkları: Tiroit bezinin fazla ya da az çalışmasıyla ortaya çıkan tiroit hastalıklarının belirtileri de birbirinden farklılık göstermektedir. Hipertiroit belirtileri arasında aşırı kilo kaybı, sinirlilik hali ile saçların incelemesi bulunurken hipotiroit belirtileri arasında kilo alma, depresyona girme ile saçların dökülmesi yer alıyor.
- Düzensiz Beslenme:
- Düzensiz beslenen kişilerin vücudundaki kimyasal dengeler bozulmaya başlar. Vücuttaki dengeyi korumak için düzenli beslenmek şarttır.
- Aşırı Kafein Tüketimi:
- Aşırı kafein tüketimi vücuttaki çeşitli minerallerin emilimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kafeinin emilimini olumsuz yönde etkileyen mineraller arasında kalsiyum magnezyum demir ile fosfor bulunuyor.
- Aşırı Sigara Tüketimi:
- Ağır sigara içen kişilerin akciğerlerinde çeşitli hasarlar meydana gelirken bu durum bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca sigaranın içindeki toksit maddeler de vücuttaki organların yaşlanmasını hızlandırmaktadır.
- Aşırı Alkol Tüketimi:
- Alkolün aşırı tüketilmesi vücuttaki toksinlerin biriktirmekte metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Alkolün aşırı tüketilmesiyle oluşan diğer maddelerin vücutta biriktirilmesi de alkolün zararlı etkilerinden biridir.
- Kronik Enfeksiyonlar:
- Tüm kronik enfeksiyonlar tek başına kişide bir vitamin veya mineral eksikliğine neden olabilmektedir.
- Travma veya Yaralanma:
- Ağır travma veya yaralanma sonrasında kişi uzun süre dinlenmek zorunda kalmaktadır. Dinlenme döneminde vücutta çeşitli eksiklikler meydana gelebilmektedir.
- Cilt Hastalıkları:
- Cilt hastalıkları vücuttaki mineral emilim oranını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
- Nörolojik Hastalıklar:
- Sadece nörolojik hastalıklar değil metabolizma hastalıkları da kişi de psikolojik problemler meydana getirebilmektedir.
}