Ağrı, vücudun bir tehlike sinyali olarak algılanır ve genel olarak istenmeyen, rahatsızlık veren bir histir. Ağrı genellikle kısa süreli ve dayanılabilir şiddette olur; ancak bazı durumlarda çok yoğun, dayanılmaz ve kronikleşen ağrılar söz konusu olabilir. Bu tür ağrılar kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir, günlük aktivitelerini sürdürememesine neden olabilir ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
Bu makalede, en şiddetli ağrıların görülebileceği hastalıklar ve bu ağrıların özellikleri hakkında bilgi verilecektir.
En Şiddetli Ağrılar Hangi Hastalıklarda Görülür?
Şiddetli ağrılar, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu nedenler arasında yaralanmalar, cerrahi işlemler, enfeksiyonlar, kronik hastalıklar ve nöropatik ağrılar yer alabilir. En şiddetli ağrılar ise genellikle şu hastalıklarda görülmektedir:
- Kanser: Kanserin evreleri ilerledikçe ve vücutta metastaz yaptığı durumlarda kanser ağrıları oldukça şiddetli olabilir. Özellikle kemik kanseri, pankreas kanseri ve metastatik hastalıkta görülen ağrılar en şiddetli kanser ağrıları olarak bilinir.
- Migren: Nörolojik bir hastalık olan migren, tekrarlayan ataklarla karakterizedir ve şiddetli baş ağrılarına yol açar. Migrende görülen ağrı genellikle zonklayıcı, pulsatil bir karakterdedir ve bazen dayanılmaz boyutlara ulaşabilir. Migrainin yanı sıra, hemiplejik migren olarak adlandırılan ve gençlerde görülen migren türünde nörolojik semptomlar ortaya çıkabilmektedir.
- Karpal Tünel Sendromu: El bileğinde bulunan karpal tünel adı verilen alanda median sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkan bu sendromda el ve parmaklarda özellikle gece uykudan uyandıran çok şiddetli ağrılar görülür. El ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma hissi gibi semptomlar da görülebilir.
- Akut Pankreatit: Pankreasın iltihaplanması sonucu gelişen akut pankreatitte şiddetli karın ağrısı tipik olarak ortaya çıkar. Bu ağrı göğüs bölgesinde de hissedilebilir. Akut pankreatit yaşamı tehdit eden bir durumdur ve hastanede tedavi gerektirir.
- İskemik Kolit: Bağırsaklara giden kan akımının azalması sonucu şiddetli karın ağrısı ile karakterize olan iskemi kolitte ani başlayan çok şiddetli karın ağrıları görülür. Kolonun kanlanması bozulduğundan ishalli kanlı dışkular atılabilir.
- Lupus: Bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırdığı otoimmün bir hastalık olan lupusta eklemlerde ve dokularda iltihaplanma görülür. Bu durum özellikle eklemlerde çok şiddetli ağrılara yol açabilir. Ayrıca lupus hastalarında göğüs ağrısı, ateş, aşırı yorgunluk gibi semptomlar da görülebilir.
- Fibromyalji: Neden olduğu tam olarak bilinmeyen fibromyalji hastalığında vücudun çeşitli yerlerinde kas ve eklem ağrıları oluşmaktadır. Hastalar özellikle boyun, sırt ve bel bölgelerinde çok şiddetli ağrı hissetmektedir. Fibromyalji kadınlarda erkeklere oranla 7 kat daha fazla görülmektedir.
- Ülseratif Kolit: Kalın bağırsağın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan ülseratif kolitte karında yaygın olarak çok şiddetli ağrılar görülür. Ayrıca bağırsak hareketlerinin artmasına bağlı olarak ishal semptomu da görülebilir.
- Ms Hastalığı: Sinir hücrelerinin etrafındaki miyelin kılıfının hasar gördüğü Ms hastalığında sinir sinyallerinin iletimi bozulmaktadır. Ms hastalığında çok çeşitli bölgelerde farklı şekillerde ağrılar görülebilir. Hastalarda genellikle yorgunluk, güçsüzlük, denge problemleri gibi semptomlar da görülür.
- Diş Ağrısı: Dişte çürük, apseli diş gibi enfeksiyonlara bağlı olarak diş bölgesinde çok şiddetli ağrılar oluşabilir. Diş ağrısı baş ağrısına da neden olabilir.
- Bağırsak Torsiyonu: Bağırsakların kendi etrafında dönmesi sonucu gelişen bağırsak torsiyonunda bağırsaklarda kan akımı bozulur ve çok şiddetli karın ağrısı oluşur. Tıbbi acil durum gerektirir.
- Böbrek Taşı: İdrarda kalsiyum, oksalat ve ürik asit düzeylerinin yüksek olması böbrek taşı oluşumuna zemin hazırlar. Böbrek taşı olan kişiler idrarında kan görme, enfeksiyon belirtisi gösterme ve çok şiddetli yan ağrısı karın ağrısı yaşar.
- Hemorojoid: Anal bölgede damar genişlemesi sonucu oluşan hemoroidlerde çok şiddetli anal ağrı ve kanlı dışkılama görülebilir. Ağrı özellikle tuvalete çıkma sırasında dayanılmaz boyutlara ulaşabilir.
- Tüberküloz: Akciğer tüberkülozu tedavi edilmediğinde çok şiddetli göğüs ağrılarına yol açabilir. Ayrıca kemik tüberkülozunda da eklem bölgesinde çok şiddetli ağrılar oluşmaktadır.
- Kemik Erimesi(Osteoporoz): Kemiklerin metabolik olaylar sonucunda zayıflayıp güçsüzleşmesiyle ortaya çıkan osteoporoza bağlı kemik kırıklarında çok şiddetli ağrılar oluşabilir. Osteoporozdan şüphelenilen kişilerde kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır.
- Kron Hastalığı(İltihaplı Bağırsak Hastalığı):
Kron hastalığının karında topaklanma veya kitleselleşme şeklinde elle tutulur lezyonları vardır. Kron hastalığında karında çok şiddetli ağrılar meydana gelir. Ayrıca ishal, ateş, kilo kaybı gibi semptomlar da gözlemlenebilir.
Ağrının Şiddeti Nasıl Belirlenir?
Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Her birey vücudunda hissettiği ağrının gücünü farklı şekilde algılar. Bu nedenle hekimler tarafından yapılan değerlendirmelerde çeşitli ölçekler kullanılır.
Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından oluşturulan 0-10 rakamlı görsel analog ölçeğine göre;
- 0: Ağraya neden olacak hiçbir şey hissetmedim.
- 1-3: Hafif derecede rahatsız edici ağrılar hissettim.
- 4-6: Orta düzeyde dayanılmaz olmayan ağrılar yaşadım.
- 7-9: Çok şiddetli ve dayanılmaz ağrılarım oldu.
- 10: Daha fazla dayanamayacağım ağrı yaşadım.
Ağrı değerlendirmelerinde WHO ölçeğine ek olarak Wong-Baker yüz ifadesi ölçeği de kullanılabilmektedir. Bu ölçek içerisinde yüz ifadeleri yer alır ve kişinin o an hissettiği ağrı ile en yakın yüz ifadesini seçmesi istenir. Çocuklardan oluşan Wong-Baker ölçeği 0-10 arasındaki sayıları içermektedir.
Ağrı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kronikleşen ve sürekli devam eden şiddetli ağrılarda tedavi yöntemleri planlanırken öncelikle ağrının nedeninin belirlenmesi gerekir. Ağrıya neden olan faktör tespit edilemediği veya çıkarılamadığı durumlarda ise semptomatik tedavi yöntemlerine başvurulur.
Ağrı tedavisinde kullanılan yöntemlerden bazıları şu şekildedir:
- Ağrı kesiciler
- Fizik tedavi yöntemleri
- Nevroaksiyel ilaç uygulamaları(Ağrı alanına direkt ilaç enjekte edilmesi)
- Semptomatik cerrahi işlemler
- Ağrı alanına yönelik blokaj uygulamaları
- Pacing(Öğrenilmiş Acıyı Korkuyu Yenmek – Acı ile Yaşamak)
- Kuru iğne terapisi(Trigger noktası iğneleme)
- Acupuncture(İğne Batırma Terapisi)
- TENS tedavisi(Ultrasonik dalga gönderimi)
- Psiko-sosyal rehabilitasyon
- Kognitif Davranışçı Terapi(CBT)
Ağrı Çekmekten Şikayetim Yok, Doktora Gitmeme Gerek Yok!
Kronikleşmiş olan bazı şiddetli ağrılarda kişiler hekimlerine başvurmaktan çekinmeyebilir; ancak sıklıkla kronik ağrı çeken kişiler “ağrı çekmekte bir sakınca yok” düşüncesiyle doktora gitmemeyi tercih edebilirler. Bu kişilerde depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra uyku bozuklukları da gözlemlenebilir.
Kronik ağrı çeken bireylerde yaşam kalitesi önemli ölçüde düşer; ancak bu kişilerin büyük bir kısmı yaşadıkları ağrılara filtre edilmiş acı olarak bakar ve bu nedenle hekimlerine başvurmazlar. Ağrı çekmeyi alışkanlık haline getiren bireylerde psikolojik sorunlar daha belirgin şekilde ortaya çıkabilir.
Ağrının vücudun verdiği en önemli sinyallerden biri olduğu unutulmamalıdır. Ağrı her zaman doktora gitmeyi gerektirmez; ancak kronikleşen ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren ağrılarda mutlaka uzman hekime başvurulmalı ve gerekli tedaviler planlanmalıdır.