Göğüs Ağrısı Nedir? Göğüs Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisidir?

Göğüs ağrısı; kalp krizi, akut perikardit, aort diseksiyonu gibi kalp ve damar hastalıkları ile reflü, akciğer embolisi, pnömoni, pneumotoraks gibi kardiyak olmayan hastalıklardan kaynaklanabilir. Göğüs ağrısının altında yatan nedenlerin hızlı bir şekilde belirlenememesi durumunda kalp krizi riski nedeniyle hastaların acil servislere yönlendirilmesi gereklidir. Göğüs ağrısının değerlendirilmesinde tıbbi öykü alma, fizik muayene ve tanısal testler (EKG, kan tetikleri, göğüs röntgeni vb.) yapılması gerekir. Kalp krizi belirtileri arasında en yaygın görülen bulgu göğüs ağrısı olduğundan, bu şikayeti olan kişilerin acil servise başvurması hayati önem taşır.

Göğüs Ağrısı Nedir?

Göğüs ağrısı; göğsün ortasında veya sol tarafında sıkışma, baskı, şiddet veya yanma hissi ile karakterize edilen ve genellikle kalp krizi ile ilişkilendirilen semptomdur.

Göğüs ağrısı genellikle o sırada yaşanan fiziksel veya duygusal travmanın sonucunda ortaya çıkar. Göğüs ağrısının genel özellikleri şunlardır:

  • Ağrı göğsün sağında veya solunda hafif bir rahatsızlık hissinden, göğüste sıkışma hissi veya yoğun ağrıya kadar değişkenlik gösterir.
  • Ağrı genellikle kısa süreli olup birkaç saniye sürer; ancak bazen haftalarca devam eden kronik ağrı durumları da görülebilir.
  • Bazı vakalarda göğüs ağrısına nefes darlığı, terleme, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi diğer semptomlar da eşlik edebilir.

Göğüs Ağrısının Nedenleri Nelerdir?

Göğüs ağrısının birçok kalp ve damar hastalıkları ile birlikte kardiyak olmayan pek çok hastalıktan kaynaklanabileceği düşünülürse bu ağrının değerlendirilmesi oldukça zor ve karmaşık olabilir. Göğüs ağrısının neden olabileceği hastalıklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Kalp krizi: Beslenmesini bozan damar sertliği ve damarları daraltan kolesterol seviyeleri yüksek olan kişilerde kalp krizi riski yüksektir. Kalp krizinde kalp kasına oksijen taşıyan damarlar tıkanır.
  • Akut perikardit: Kalbin etrafını saran zarın iltihaplanmasıdır. Göğüs ağrısının en sık nedenlerinden biridir.
  • Aort diseksiyonu: Vücuda kan dağıtan ana atardamarın (aort) iç katmanının yırtılmasıdır. Aort diseksiyonu genellikle yüksek tansiyon ve damar sertliği olan kişilerde görülür.
  • Akciğer embolisi: Akciğerlerdeki damarların pıhtı ile tıkanmasıdır. Yoğun bedensel aktivite ve uzun süre hareketsiz kalma akciğer embolisinin yaygın nedenlerindendir.
  • Pnömoni: Akciğerin mikroplu iltihabıdır. Göğüs ağrısına sebep olabilen pnömonide öksürük, ateş ve nefes darlığı gibi semptomlar da görülür.
  • Pneumotoraks: Akciğerin etrafındaki zarlarda oluşan sızıntı sebebiyle akciğerin çökmesidir. Genellikle genç, sigara içen erkeklerde görülür.
  • Mide reflüsü (GÖRH): Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Reflüde göğüste yanma ve sıkışma hissinin yanı sıra mide asidinin ağıza gelmesi, dişlerde aşınma, boğazda yara hissiyatı ve ses kısıklığı gibi belirtiler de görülebilir.
  • Mide fıtığı: Midenin üst kısmının göğse doğru çıkmasıdır. Mide fıtığı olan kişilerde reflü şikayetleri de sık görülür.
  • Safra taşları: Safçada sertleşen maddelerin safra kesesinde oluşturduğu taşlardır. Safra taşı krizi geçiren kişiler göğüs ağrısının yanı sıra mide bulantısı, kusma ve ateş gibi semptomlar yaşar.
  • Akciğer kanseri: Göğüs bölgesinde ciddi ağrı ve rahatsızlık hissi yaratabilir. Kanserin evresine ve türüne göre bu ağrı farklı şekillerde seyredebilir.
  • Koşullu spazmı (prickle cell syndrome): Genellikle genç erkeklerde görülen bu hastalıkta koşu veya yüzme sonrasında göğüs bölgesinde ağrı oluşur.
  • Pektus ekskavatum ve pektus karina: Göğsün içeri çökük ya da dışarı bombeli olması durumlarında göğüste ağrı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir.

Göğüs Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisidir?

Göğüs ağrısı şu hastalıkların belirtisi olabilir:

  • Kalp krizi
  • Aort diseksiyonu
  • Akimler cerrahisi
  • Pankreatit
  • Akciğer embolisi
  • Pnömoni
  • Mide reflüsü (GÖRH)
  • Mide fıtığı
  • Safra taşları
  • Akciğer kanseri
  • Koşullu spazmı (prickle cell syndrome)

Göğüs Ağrısı Risk Faktörleri Nelerdir?

Aşağıdaki faktörler göğüs ağrısı riskini artırabilir:

  • Aile öyküsünde erken yaşta koroner arter hastalığı bulunanlarda riski artırır.
  • Yüksek kolesterol seviyeleri koroner arter hastalığının en önemli risk faktörlerinden biridir.
  • Tansiyonun yüksek olması kalp damarlarını yorar ve göğüs ağrısı riskini artırır.
  • Aşırı kilo kalbe binen yükü artırarak koroner arter hastalığını tetikleyebilir.
  • Şeker hastalığı uzun süre tanı konmadan ilerlediğinde kalp damarlarını etkiler ve göğüs ağrısına neden olabilir.
  • Tütün ürünlerinin kullanımı damarlarda yarattığı tahribatla koroner arter hastalığını tetikler.
  • Düzenli egzersiz yapılmaması kilo alımına sebep olarak şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarının riskini artırır.
  • düzenli egzersiz yapılmaması kilo alımına sebep olarak şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarının riskini artırır.
  • Stres altındaki kişilerde kortizol gibi stres hormonlarının düzeyleri artar ve bu da çeşitli sağlık sorunlarına yol açarak göğüs ağrısını tetikleyebilir.
  • Erkekler kadınlara göre daha fazla koroner arter hastalığına yakalanır.

Göğüs Ağrısının Tanısı Nasıl Konulur?

Tanı süreci aşağıdaki adımları içerir:

  • Tıbbi öykü alınması: Hastanın geçmişte yaşadığı kalp rahatsızlıkları, ailesinde bulunan kalp hastalığı öyküsü, kullanılan ilaçlar ve mevcutta devam eden hastalıklar öğrenilir.
  • Göğüs ağrısının karakterinin öğrenilmesi: Hasta göğüs ağrısının ne tür bir ağrı olduğunu (baskı, batma, yanma vb.), ne zaman başladığını, ne kadar sürdüğünü, tekrarlayıp tekrarlamadığını, hangi aktivitelerle tetiklendiğini, pozisyonun veya ilaçların etkisinin olup olmadığını aktarır.
  • Ağrı dışında kalan semptomların değerlendirilmesi: Hastanın yanında hangi semptomları yaşadığını (mide bulantısı, kusma, terleme, nefes darlığı) tanıya yardımcı olur.
  • Fizik muayene: Kalp atışlarının değerlendirilmesi, kan basıncının ölçülmesi, nabız farklılıklarının kontrol edilmesi yapılarak tanıya katkı sağlanır.

Tıbbi görüntüleme yöntemleri arasında aşağıdakiler tanıda yardımcı olur:

  • Ekokardiyografi (EKO): Kalbin ultrason ile görüntülenmesini sağlayan EKO yöntemiyle kalbin büyüyüp büyümediği, kasılma yeteneği, kapaklarda kaçak olup olmadığı ve yan dal damarlarda kan akımının olup olmadığı belirlenebilir.
  • Anjiyo: Anjiyografi olarak da bilinen anjiyo yönteminde bacak veya koldan özel bir sıvı verilir ve bu sıvı röntgen çekimlerinde damarların görülmesini sağlar. Anjiyo yöntemiyle damar tıkanıklıkları, kan pıhtıları ve anevrizmalar belirlenebilir.
  • Stres EKO: Yürüme bandı veya bisiklet üzerinde hasta hafif egzersiz yaparken kalbin atışlarının kaydedilmesini sağlayan tetkiktir. Stres EKO sayesinde kalbin oksijene olan ihtiyacının artış gösterdiği andan itibaren tıkanıklığın olup olmadığı anlaşılabilir.

Göğüs Ağrısına Eşlik Eden Hangi Belirtiler Varsa Hekime Başvurulmalı?

Aşağıdaki belirtiler hekim başvurusunu gerektirebilir:

  • Ağrı önceden var olanın dışında farklı özellikler gösteriyorsa (daha önceki ağrı örüntüsünden farklıysa)
  • Ağrı yatmakla veya pozisyon değiştirmekle azalmıyorsa
  • Nefes darlığı, terleme, mide bulantısı veya kusma gibi ek semptomlar varsa
  • Ağrı süreklilik arz ediyorsa (geçici değilse)
  • Ağrı şiddetini artırmışsa (daha önceki ağrılara göre)
  • Ağrı süresince bilinç kaybı yaşandıysa

Göğüs Ağrısı Hangi Doktora Gidilir?

Göğüs ağrısı şikayeti olan kişiler öncelikle acil servise başvurmalıdır. Acil serviste yapılan ilk değerlendirmelerin ardından gerekli görülmesi durumunda kardiyoloji, iç hastalıkları (Dahiliye), göğüs cerrahisi veya genel cerrahi uzmanlarına yönlendirme yapılabilir.

Scroll to Top