Rahim kalınlaşması, rahmin iç tabakasının (endometrium) normalden daha kalın hale geldiği bir durumu ifade eder ve çoğunlukla adetin 2 ile 7 günü arasındaki kanama dönemini kapsayan bir süreci işaret eder. Bu durum genellikle adet dönemlerinde yaşanan kanamayı ve ağrıyı beraberinde getirir.
Rahim Kalınlaşması (Endometriyum Kalınlaşması) Nedir?
Rahim kalınlaşması, rahmin iç kısmını kaplayan ve adet döneminde dökülen endometrium adlı dokunun normalden daha kalın hale gelmesi durumudur. Endometriyumun kalınlaşmasının en yaygın sebebi hormonal dengesizlikler yaşanmasıdır. Bu dengesizlikler bazen doğum kontrol hapları, hormonları etkileyen ilaçlar ya da hamilelik gibi nedenlerle yaşanabilirken; bazen de yumurtalıkları etkileyen polikistik over sendromu (POS) veya aşırı kilolu olmak gibi faktörler tarafından tetiklenebilir.
Endometriyum kalınlaşması, çoğunlukla menopoz öncesi dönemde görülen 40 ile 50 yaş arasındaki kadınları etkilemektedir. Ancak her yaş grubundaki kadında da bu rahatsızlık görülebilir. Endometriyum kalınlaşmasının en belirgin belirtisi adet dönemlerinde yaşanan hassasiyet, ağrı ve kanama; diğer bir belirtisi ise adet dönemleri arasında yaşanan lekelenmelerdir.
Rahim Kalınlaşmasının Belirtileri Nelerdir?
Endometrial hiperplazi veya rahim kalınlaşmasının en yaygın belirtisi, daha yoğun veya daha uzun süreli olabilen adet kanamalarıdır. Diğer belirtiler şunları içerebilir:
- Adet dönemleri arasında lekelenme,
- Ağrılı adet dönemleri (dismenore),
- Adet dönemlerinin daha yakın aralıklarla gelmesi,
- Kronik pelvik ağrı,
- İlişki sırasında ağrı,
- Seks isteksizliği,
- Adet kanamasının normalden daha yoğun olması,
- Düşük yapma gibi belirtiler.
Bunların yanı sıra, rahim kalınlaşmasının hiç belirtisi olmayabilir. Bazı kadınlarda ise menopoz öncesi dönemde meydana gelen rahim kalınlaşması, menopozla birlikte kendiliğinden düzelir. Ancak endometriyal kanser riski taşıyan kadınlarda bu durum uzun süre düzelmeyebilir.
Rahim Kalınlaşmasının Nedenleri Nelerdir?
Rahim kalınlaşmasının en yaygın nedeni, progesteron hormonu seviyesinin düşmesine neden olan östrojen baskınlığıdır. Östrojen ve progesteron hormonları, kadınların adet döngülerinde birbirini dengeleyen iki temel hormondur. Adet döngüsünün ortalarında gerçekleşen ovülasyondan sonra progesteron hormonu seviyesi yükselir ve östrojenin etkisini sınırlar. Eğer hamilelik gerçekleşmezse, bu aşamada progesteron seviyesi düşer ve adet kanaması başlar. Ancak ovülasyon gerçekleşmezse ya da düşük progesteron seviyeleri nedeniyle uzun süren bir adet dönemi yaşanırsa, östrojenin etkisi baskın hale gelir ve rahim iç tabakasının aşırı kalınlaşmasına neden olur.
Progesteron hormonu seviyesini düşüren etkenler şunlardır:
- Polikistik over sendromu (POS),
- Tiroid bezinin fazla ya da az çalışması,
- Yumurtalıkları etkileyen cerrahi müdahaleler,
- Cushing sendromu,
- Zayıf düşen bağışıklık sistemi,
- Aşırı kilolu olmak,
- Hormonları etkileyen doğum kontrol yöntemleri kullanmak.
Bunun yanı sıra rahim kalınlaşmasının bazı nadir görülen nedenleri de bulunmaktadır. Bunlar:
- Lynch sendromu (genetik bağırsak kanseri riski yüksek olan bir hastalık),
- Estrojen içeren ilaçlar kullanmak,
- Yüksek tansiyon için kullanılan bazı ilaçlar,
- Zayıf metabolik sendromu (yağ dokusunda insülin duyarlılığı kaybı ve düzensiz hücre enerji metabolizması),
- Düşük seviyelerde Vitamin D3.
Rahim Kalınlaşması Teşhisi Nasıl Konulur?
Rahim kalınlaşması yaşayabileceğinizi gösteren semptomlar fark ederseniz doktorunuza başvurmanız önemlidir. Doktorunuz muhtemel semptomların detaylı bir öyküsünü alacak ve bir fiziksel muayene gerçekleştirecektir. Ayrıca pelvik muayene yaparak rahminiz ve yumurtalıklarınız hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışabilir. Muayene sonrasında aşağıdaki yöntemlerle endometriyum kalınlaşması teşhisi konulabilir:
- Histeroskopi: Rahimin içine bakabilmek için histeroskop adı verilen ince ışıklı bir tüp rahim ağzından yerleştirilir. Bu sayede rahmin içi hakkında bilgi edinilir ve gerekiyorsa bu alandan biyopsi alınabilir.
- Ultrasonografi: Rahmin boyutunu ve şeklini değerlendirmek için yapılan bir görüntüleme testidir. Transvajinal ultrasonografi ile rahim içindeki katman daha iyi görüntülenebilir.
- Biyopsi: Rahim dokusundan parça alınarak laboratuvara gönderilir. Bu sayede rahmin iç kısmındaki hücrelerin kanser veya diğer anormal hücre tipleri açısından incelenmesi sağlanır.
Rahim Kalınlaşması Tedavisi Nasıl Yapılır?
Endometrial hiperplazinin tedavisi, rahim kalınlaşmasının altında yatan nedene bağlıdır. Eğer sebep olan faktörde düzelme sağlanırsa rahmin kendiliğinden düzelmesi de sağlanır. Bununla birlikte tedavi yöntemleri şunları içerir:
- Progesteron hormonu içeren ilaçlar kullanmak,
- Protaktin adı verilen memelerde süt üretimini sağlayan hormonu azaltan ilaçlar kullanmak,
- Zayıflamak,
- Dengeli beslenmek ve egzersiz yapmak,
- İleri evre vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Cerrahi Müdahale Gerektiren Durumlar
Cerrahi müdahale şu durumlarda gerekli olabilir:
- Anormal kanamaların devam etmesi ve bunun yaşam kalitesini bozması,
- Ciddi ağrı yaşanması,
- Biyopsinin gösterdiği endometrial hiperplazinin kanserle ilgili değişiklikler göstermesi.
Rahim Kalınlaşması İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Rahim Kalınlaşması Ağrı Yapar mı?
Evet, rahim kalınlaşması ağrı yapabilir. Bu ağrı genellikle adet dönemlerinde yaşanan ağrı ile benzerlik gösterir.
Rahim Kalınlaşması Kanseri Nedir?
Rahim kalınlaşması sonucu oluşan hücre değişikliklerinin ilerlemesi sonucu görülen rahim kanseri; endometrial kanser olarak bilinir.
Rahim Kalınlaşması Gebeliğe Engel Olur mu?
Hayır, rahim kalınlaşması gebeliğe engel olmaz ancak aşırı kalınlaşma düzeyinde endometrial ovulasyon gerçekleşmeyebilir. Bu da gebelik oluşumunu zora sokabilir.
Rahim Kalınlaşmasında Hangi Testler İstem Olur?
Rahim kalınlaşmasında teşhis için histeroskopi testi uygulanabilir. Ayrıca ultrasonografi ve biyopsi yöntemleri de teşhis için başvurulan yöntemler arasında yer alır.